Çocuğunuz Ağladığında Ona Söyleyebileceğiniz 11 Şey
Çocuklarımızın ağlamalarını görmek bizim için rahatsızlık veren bir durum, sır değil. Minik yavrunuz belli bir neden olmadan gözyaşlarına boğulduğunda nasıl huzursuz olduğunuzu hatırlayın.
Yenidoğanın ana iletişim yolunun ağlamak olduğunu biliyoruz yine de bunu “düzeltilmesi” gereken bir şeymiş gibi görüyoruz. Bebek biraz büyüyüp yürüyen, konuşan küçük bir çocuğa dönüşünce de bazen ondan o ana kadar hep yaptığının – ağlamak – aksine duygularını bizim gibi işlemlemesini bekliyoruz.
Aslına bakılırsa araştırmalar beyinlerimizin ağlayan bir çocuğa istemsizce anında müdahale ettiğini, ağlayan bir çocuk karşısında daha dikkatli ve daha yardıma hazır – ve de hızlı! – bir şekilde davrandığımızı ortaya koyuyor. Ağlayan bir bebek – bizim çocuğumuz olmasa bile – kalp atışımızı hızlandırmak, bizi harekete geçmeye sevk etmek suretiyle “savaş ya da kaç” tepkimizi tetikliyor.
Görünüşe bakılırsa ağlayan küçük bir çocuğa bir karşılık vermemiz gerekiyor, peki ama nasıl?
Ağlayan Çocuğunuz İlle de Mutsuz Demek Değildir
Ağlama pek çok küçük çocuk için bir mutsuzluk yansıması değildir. Ağlama herhangi bir duygunun işlemlenme şeklidir. Küçük çocuklar öfkeden, engellenmiş olmaktan, korkudan, heyecandan, kafa karışıklığından, endişeden ve hatta mutluluktan ağlayabilirler.
İşin kötüsü nasıl hissettiklerini açıklayacak sözel becerileri ile özfarkındalıkları henüz gelişmemiş de olabilir. Yani “Ne oldu?” sorusuna nadiren verimli bir yanıt alabilirsiniz.
“Ağlama!” Demek Hayatınızı Daha da Zorlaştırır
Ağlamaya bir son vermenin çocuğunuzun (ve kalbinizin!) çektiği acıya da son vereceğini düşünebilirsiniz. Ancak küçük çocuğunuza “Ağlamayı kes!” veya “Ağlama!” dediğinizde hemen nasıl hissettiklerini anlamadığınızı düşüneceklerdir. Dolayısıyla mesajları da muhtemelen daha yüksek sesli ve daha ısrarcı olacaktır.
“Ağlamayı bırakmalarını” istediğinizde veya söylediğinizde çocuğunuza aynı zamanda duygularının geçersiz ve önemsiz olduğunu da söylemiş olursunuz.
Ağlama nedeni sizin için incir çekirdeğini doldurmayabilir. Çocuğunuzun o anki hislerini kabul edemediğinizde, her ikiniz de o duyguyu daha olumlu bir şekilde işlemlemeyi öğrenme fırsatını kaçırıyorsunuz.
Anne babalar olarak hedefimiz – her ne kadar ustalık isteyen bir iş olarak görünse de – yavrumuzun duygusal özdenetiminin gelişimine destek olmaktır. Bunu da ancak onlara empati ve anlayış ile yaklaştığımızda yapabiliriz.
Çok Kışkırtıcı Biliyoruz Ama Dikkatini Dağıtmayın
Pek çoğumuz dikkat dağıtmayı duygusal cephaneliğimizin en temel araçlarından biri olarak görüyor. Ağlayan çocuğumuzun dikkatini dağıtıp o anki ağlama nedenini unutturabilirsek ağlamaya da hepten son verebileceğimizi düşünüyoruz. Hangimiz gözyaşlarıyla sırılsıklam olmuş yüzlerin önünde en sevilen oyuncağı sallamadık ya da sıktığımız dişlerimiz arasından tiz bir çaresizlikle şarkı mırıldanmadık ki?
Ne yazık ki dikkat dağıtma çocuğunuzla bağ kurma ve ona kendi duygularını nasıl ele alacağını öğretme fırsatını kaçırmanıza neden oluyor.
Evet, eğer çocuğunuz bir oyuncak yüzünden başka bir çocukla kavga halindeyse, çocuğunuzun dikkatini ikinci bir oyuncakla dağıtmak tamamen uygun. Ama eğer çocuğunuz ayakkabısını kendi giymek isterken siz giydirdiğiniz için ağlıyorsa duyulmak adına daha yüksek bir sesle ve daha istekli bir şekilde karşılık vermesi kaçınılmazdır.
Dikkat dağıtmanın bazen işe yarayabildiği doğrudur ancak genelde bir yara bandından ileri gitmez.
Neler Söyleyebilirsiniz?
Bir dahaki sefere ağlayan küçük bir çocukla karşı karşıya iken bir dakikanızı ayırıp önce sakin olduğunuzdan emin olun. Eğer kızgın, stresli veya sinirli iseniz söyleyecekleriniz çocuğunuzun sıkıntısına sıkıntı katmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Bir iki derin nefes alın, kendi duygunuzu kabul edin, vücudunuzda neler olup bittiğine (belki kalp atışınız biraz hızlandı, belki çenenizi sıkıyorsunuz, belki gergin hissediyorsunuz) odaklanın ve hazır olduğunuzda alçak bir sesle aşağıdaki 10 alternatif cümleyi söylemeyi deneyin:
1 “Seninle aynı takımdayız. Sana yardım edeceğim.”
Çocuğunuz sizin yardımınızı istemediğini söylese dahi, size ihtiyaç duyduğunda ona destek olacağınızı hissetmek ister.
2 “Bunun senin için zor olduğunu görebiliyorum.”
Bu basit cümle onu duyduğunuzu ve gördüğünüzü onaylar.
3 “Üzgün/hayal kırıklığına uğramış/korkmuş/kaygılı/mutlu olduğunu anlıyorum ve bunda sorun yok.”
Hissetmenin bizi insan yapan şey olduğu fikrini pekiştirin.
4 “Bu gerçekten üzücüydü/moral bozucuydu/can sıkıcıydı.”
Çocuğunuzun ağlamasını tetikleyen olayı onaylamak onun da duygusunu neyin tetiklediğini görmesine ve ayrıca bir sonraki adımda ne yapacağını anlamasına yardımcı olur.
5 “Haydi biraz ara verelim.”
Hem sizi hem de çocuğunuzu durumdan uzaklaştırmak çocuğunuzun sakinleşmek için bazen biraz uzaklaşmak gerekebileceğini anlamasına yardımcı olur. Çocuğunuz haklı olarak yorgun veya aşırı uyarılmış olabilir ya da aktiviteye geri dönmeden önce sadece rahatlatıcı bir yerde, sessiz bir ana ihtiyaç duyuyor olabilir.
6 “Seni seviyorum. Güvendesin.”
Bu cümle çocuğunuzdan ayrılma değil onunla bir bağ kurma davetidir. Gerçekten ona yardımcı olmak amacıyla yanında olduğunuzu hissedebilmesi için sarılmaya, size sokulmaya veya elinizi tutmaya ihtiyacı olabilir.
7 “Yardım/biraz mola/yeniden denemek ister misin?”
Çocuğunuzun engellenmişlik nedeniyle ağladığı pek çok kez şu üç şeyden birine ihtiyacı vardır: Yapmaya çalıştığı işte yardım alma, duygusal duruma biraz mola verme veya işi (muhtemelen yardımla) tekrar yapmaya çalışma. Ne istediğini ona söylemek yerine sormak çocuğunuza yetki verir, kendini önemli hissetmesine yardımcı olur.
8 “Ağlamanı duyuyorum, ama neye ihtiyacın olduğunu bilmiyorum. Anlamama yardım eder misin?”
Çocuğunuz ilk başta neden ağladığını sözcüklere dökemese bile bu ona pratik yapma fırsatını sunabilir.
9 “Hatırlıyor musun? Sen bir kere şöyle yapmıştın …”
Dikkat dağıtma tekniği gibi görünmesine rağmen çocuğunuza mutlu ve huzurlu olduğu bir zamanı hatırlatmak beyninin mantıklı düşünceye hazırlanmasına yardımcı olur. Çok yüksek duygusal bir durumla baş başa olan küçük bir çocuğu mantıklı konuşarak inandırmak küçük bir diktatör ile müzakere etmek gibidir. Çaresizlik, kızgınlık, üzüntü veya yorgunluk gibi hislerin ortasındayken mantıklı konuşmayı dinlemeye hazır değildir.
10 “Haydi birlikte bir çözüm üretelim.”
Nihayetinde çocuklarımıza sorun çözme becerilerini geliştirmelerinde yardımcı olmak istiyoruz. Duygularını işlemlemeye destek olacak bir çözüm bulmak ona duruma nesnel olarak nasıl bakılacağını ve olası çözümleri bulmayı öğretecektir.
11 Sessizliğinizi koruyun ve ağlayan çocuğunuza sevgi dolu bir alan tutun.
Onun için empati ve gücün canlı bir örneği olun.
Yazan: Renee Jain
Çeviren: Simge Konu Ünsal
Metnin aslı için link: https://www.gozen.com/11-things-to-say-when-kids-cry/
Çevirmen, edebiyat seven, yazmadan duramayan, müziksiz bir günü geçmeyen; diller, sözcükler ve etimoloji gibi tuhaf merakları olan, deniz ve doğa sever bir anne.
2005 yılında Hacettepe Üniversitesi’nden mezun oldu. Dokuz yıl boyunca çevirmen olarak kamuda, özel sektörde ve (kısa bir süre) araştırma görevlisi olarak üniversitede görev aldı. Tam zamanlı olarak çalıştığı yıllar sonrasında kitaplara dönmeye karar verdi. Üç yıldan bu yana ağırlıklı olarak kitaplarla haşır neşir. Oğlunun doğumundan sonra ise kariyeri daha çok çocuk kitapları çevirisine evrildi. Bir anne olarak yolunu ararken attachment parenting ile tanıştı, ama aslında onu zaten tanıdığını fark etti. Şiddetsiz iletişimin, empatinin ve şefkatin bu dünyayı daha yaşanabilir kılacağına gönülden inanıyor. Eşi ve 2 yaşındaki oğlu Deniz ile İstanbul’da yaşıyor.
Görsel: nocturnaldrawings.com